27 Ekim 2009 Salı

Gegen die Wand - Duvara Karşı



Cahit Tomruk (Birol Ünel) 40 yaşlarında Almanya'da yaşayan, hayattan vazgeçmiş bir Türk'tür. Üstelik duymakta olduğu acıyı dindirmek için kendisini kokain ve alkole vermiştir. Bir gece, bilinçli olarak arabasıyla duvara çarpar ve kıl payı hayatta kalır. Psikiyatri kliniğinde Sibel Güner (Sibel Kekilli) ile tanışır. O da intihar girişinde bulunmuş olan bir Türk'tür. Sibel, Cahit'ten onunla evlenmesini ister, böylece tutucu ailesinin onu bunaltan kurallarından kurtulabilecektir. Cahit başta bu teklifi reddeder ama ardından plana uymayı kabul eder. Plana göre sadece ev arkadaşı hayatı yaşayacak, tamamen bağımsız özel hayatlara ve cinsel yaşamlara sahip olacaklardır. Fakat birbirlerine aşık olmalarıyla durum karmaşık bir hal alır ve Cahit'in Sibel'in sevgililerinden birini kıskanarak öldürmesi ile sonuçlanır. Cahit hapishaneye düşerken, Sibel İstanbul'a gider.Cahit hapisten çıkacak ve onu bulacaktır.

Transformers: Revenge of the Fallen - Yenilenlerin İntikamı



Genç Sam Witwicky’nin (Shia LaBeouf), savaşan robot uzaylıların arasında sonucu belirleyen bir savaşta evreni kurtarmasının üzerinden iki yıl geçti. Gösterdiği büyük kahramanlığa rağmen Sam, üniversiteye gitmek, kız arkadaşı Mikaela’nın (Megan Fox) yanından ayrılmak ve anne-babasından (Kevin Dunn ve Julie White) ilk kez ayrı kalmak gibi günlük endişeler yaşayan sıradan bir gençtir. Tabii ki bir de bu ayrılığı en yeni dostu ve koruyucu robotu Bumblebee’ye açıklaması da fazladan sıkıntılara yol açar. Sam’in hedefi normal bir üniversite yaşantısı yaşamaktır fakat bunun için kaderini gözardı etmesi gerekir.

Sam, Mission City’de yaşanan çatışmayı geçmişte bırakıp günlük hayata dönmek için çabalarken, Autobotlar ve Decepticon’lar arasındaki savaş her ne kadar gizli tutulursa tutulsun pek çok değişikliğe yol açmıştır. Sektör 7 bölümü bu arada dağıtılmış ve bölümün en sadık üyesi Ajan Simmons (John Turturro) işten çıkarılmıştır. Onun yerine NEST adında yeni bir kurum kurulmuştur. Lennox (Josh Duhamel) ve Epps (Tyrese Gibson) gibi sahada tecrübeli komutanlardan yararlanılan NEST, Decepticon’larla ölümcül bir çatışmaya daha girilmesini önlemek için Autobot’larla birlikte çalışmaktadır. Ne yazık ki Ulusal Güvenlik Danışmanı Theodore Galloway (John Benjamin Hickey) öngörülü biri olmadığından yaklaşan tehlikeyi tam olarak idrak edemez. Tüm savunma kurumlarının kontrolünü ele geçirmeye ve böylece onların gücüne sahip olmaya çalışan Galloway, kendince önemsiz bir kurum olarak gördüğü NEST’i, savaş tehlikesi ortadan kalktığı düşüncesiyle ortadan kaldırmayı amaçlar. İnsanların, Autobot’lar ile Decepticon’lar arasındaki savaştan herhangi bir çıkarı olmadığına inanmaktadır.

Sam’in yeni okulunda hayatı güzel bir seyre girmek üzereyken ve yeni fakat biraz baskıcı oda arkadaşı Leo’ya (Ramon Rodriguez) ile aynı derecede baskıcı fakat daha çekici Alice’e (Isabel Lucas)uyum sağlamaya başladığı sırada, Sam’in dikkati birden kafasında şimşek gibi beliren hayaller yüzünden dağılır. Büyükbabası gibi bunamaktan korkan Sam, bu hayalleri saklar, ta ki aklında uçuşan mesajları ve simgeleri daha fazla gözardı edemeyinceye kadar.

En iyi şekilde hazırlanmış planlarına karşın, Sam kendisini tekrar Autobot’lar ile Decepticon’lar arasındaki savaşta bulur ve yine evrenin geleceği tehlikededir. Henüz bilmese de, kötülük ile iyiliğin arasındaki mücadelede, en büyük gücün anahtarı Sam’in elindedir. Arkadaşlarının ve NEST’deki dostlarının, hatta anne ve babasının yardımıyla Sam nihayet Witwicky’lerin doğuştan hakkını benimser ve ailesinin felsefesinden daha fazla saklanmaz: Fedakarlık yoksa, zafer de yok!
















Transformers



Autobotlar ve Decepticonlar arasındaki mücadeleye tanık olun! Çünkü onlar aramızda...

Binlerce yıl öncesinde dünyaya gelen mekanik robotlar yeniden uyanır. Teknolojik olarak daha üstün bir ırk olan robotlar arasındaki savaşa dünyalılar da tanık olacaktır.







How To Lose Friends & Alienate People - Dost Kazığı



Sidney Young hem ün sahibi olmaya çalışan, hem de bu ışıltılı dünyayı hakir gören düşkırıklığına uğramış bir entelektüeldir. Alternatif dergisi Post Modern Review medyadaki ünlüleri rahatsız etmektedir. Ancak kendisine taban tabana zıt bir mufazakar New York dergisinden iş teklifi gelince, bir anda işler karışır. Kendisini New York'ta bulan Sidney, küçümsediği bu ışıltılı dünyanın artık tam göbeğindedir.

26 Ekim 2009 Pazartesi

Trainspotting



Mark Renton'un Edinburgh'ta yaşayan kendisi gibi eroin bağımlısı bir grup İskoç genç arkadaşı vardır. Hepsi ezilmiş, yalancı, psikopat, hırsız ve uyuşturucu madde bağımlısıdırlar. Kendilerine eroinle zarar verdikçe, kaçınılmaz sona yaklaşırlar ve arkadaşlıkları giderek zedelenmeye başlar. İçlerinden sadece Mark, bu durumdan kurtulabilecek iradeye sahiptir. Ancak, yaşamayı seçip seçmeme konusunda kararsızdır.



free counters

Fight Club



Oregon Üniversitesi'nde yüksek lisansını yapan Chuck Palanhiuk'un uzak olmayan bir gelecekte geçen ve kafası karışık genç bir erkeği konu alan romanından yola çıkılarak çekilen Fight Club'da filmi anlatan, ünlü bir otomobil firmasında iyi bir işe sahiptir. Tek düze yaşamı kronik uykusuzluk sorunuyla çekilmez bir hale gelmiştir. Ailesi ve yakın bir arkadaşı olmayan Jack doktorunun tavsiyesi üzerine kanserli hastaların terapi grubuna katılır. Bu toplantılar esnasında Marla'yla tanışır; o da genç adam gibi hasta olmadığı halde grubun toplantılarına katılmaktadır. Jack'in ve Marla'nın çabaları, tüketici kültürünün anlamsızlığına karşı bir duruştur adeta, kariyer sahibi ama yalnız insanların bir tepkisi. Jack'in jenerasyonu ölü bir jenerasyondur. Bir yolculuk sonrası evinin yanmış olduğunu gördüğünde arayabileceği tek kişinin yolculuk sırasında tanıştığı sabun satıcısı Tyler Durden olması da adeta bunun bir kanıtıdır. İçilen birkaç biranın ardından park yerinde Tyler, kahramanımızı kendine vurması için kışkırtacaktır. Aralarında başlayan bu kavga Jack'in hayatını değiştirecektir. Bir süre sonra Jack, Tyler'ın yanına taşınır. Tyler'ın liderliğinde bir dövüş kulübünün kuruluşuyla bu kulüpte sayıları elliyi aşmamak kaydıyla genç erkekler birbirleriyle dövüşmeye başlayacaklardır. Kısa sürede popüler hale gelen kulüp ve Tyler Durden hızlı bir şekilde bu ölü jenerasyonun mesihi haline gelir.

Kebab Connection



Büyük bir Bruce Lee hayranı olan yaratıcı ve kafası dağınık Hamburglu Türk genci İbo'nun hayatta en çok arzuladığı şey ilk Alman Kung-Fu filmini çevirmektir. Amcasının Döner restoranı için çektiği reklam filmiyle bir gecede oturduğu semtin gizemli yıldızı olur çıkar ve herkes onu yeni Steven Spielberg olarak görmeye başlar. Ancak kız arkadaşı Titzi'nin beklenmedik hamileliği İbo'nun hayatını allak bullak edecektir. İbo, önce torununun annesinin Türk olmadığını duyan babası tarafından evlatlıktan reddedilir. Sonra bebeğin altını değiştirme ve bebek arabası itme gibi işleri öğrenmeye yanaşmadığından Titzi'yle arası açılır. İbo'nun artık elinde kafa dengi dostlarından, reklam kliplerinden ve eski hayatını geri getirme isteğinden başka bir şeyi kalmamıştır. Tek arzusu, Titzi'yle barışmak, babasıyla arasını düzeltmek ve ailesiyle eski mutlu günlerine geri dönmektir

Orphan - Evdeki Düşman



Doğmamış çocuklarının trajik ölümü Kate ve John’u perişan etmiştir. Hayatlarını normale döndürmek için bir çocuk evlât edinmeye karar verirler. Yöredeki bir yetimhanede gittiklerinde Esther adındaki küçük bir kıza adeta çekildiklerini hissederler, ama Esther göründüğü gibi değildir. Kate, John’a ve diğerlerine Esther’ın sevimli maskesinin ardındaki yüzünü göstermeye çalışır.











free counters

Jennifer's Body




Film Minnesota’da geçiyor. Minnesota'da küçük bir tarım kasabasının okulunda amigoluk yapan kızlardan biri olan Jennifer Check (Megan Fox), daha iyi bir hayat için kötü bir ruhla anlaşmaya gider. Ancak ruhun amacı Jennifer'ı ele geçirmektir. Jennifer bunu farketse de artık çok kalmış ve el geçirilen bedeniyle okulun tüm yakışıklı erkeklerini öldürmeye başlar.

Jennifer Check'in okuldaki ve kasabadaki en iyi arkadaşı olan Needy Lesnicky (Amanda Seyfried) Jennifer'in geçirdiği değişimi önceden farkederek arkadaşının içindeki kötü ruhu durdurmak adına bir savaşa başlar.







25 Ekim 2009 Pazar

Adventureland



1987 yazıdır. James Brennan kolejden yeni mezun olmuştur. Mezuniyet sonrası hayalindeki Avrupa turu planlarını yaparken ailesi bu tatil için ona para veremeyeceğini öğrenir. Ailesi tarafından New Yok’ta bulunan Adventureland isimli lunaparkta çalışmaya zorlanan James, dünyadaki en kötü işi bulmuştur. Orada başına türlü belalar gelecektir. Fakat orada çalışan Em Levin’in hayatına girmesiyle bu yaz aslında düşündüğünden güzel sonuçlanacaktır.













free counters

Catch That Kid



Maddy, Gus ve Austin ile heyecan ve büyük tehlikelerle dolu bir maceraya hazır olun.

Gizli bir görevde olan üç çocuk! Görevleri: yüksek teknoloji ile korunan bir banka kasasına sızmak ve şu ana kadar görülen en büyük soygunu yapmak.

filmi izlemek için tıklayınız.

http://www.watch-movies-online.tv/movies/catch_that_kid/

fierce people



Oscar ve Altın Küre adayı Diane Lane masaj terapisti olarak çalıştığı New York\’tan kaçmanın hayallerini kurmaktadır. Tek amacı, oğlunun babası olan ve \’Yanomano\’ ya da \’Acımasızlar\’ olarak bilinen ilkel Güney Amerika yerlileri üzerine araştırmalar yapan, tanınmış bir antropolog olan kocasının yanına gitmektir. Manhattan\’da yaşadığı tasasız hayatı, oğlunun başının kanunla belaya girmesine ramak kalması sonucu sarsılır. Artık ipleri eline alması gerektiğini fark eden Liz, zengin ve mutlu bir hayatın önünü açmak için bazı girişimlerde bulunur. Tam bu sırada oğlunun saldırıya uğraması muhtemel dünyalarını paramparça eder.

into the wild



Genç Christopher McCandless’ın (Emile Hirsch) ilham veren gerçek hikayesinden uyarlanan Into the Wild, rahat ve konforlu yaşamını terk ederek Alaska’nın kırsalında hayatının en büyük meydan okumasını gerçekleştirmek ve özgürlüğü yaşamak için yollara düşen Christopher’ın hikayesini anlatıyor. Filmin senaryo yazarı ve yönetmeni Sean Penn’e yıldız oyuncular William Hurt, Marcia Gay Harden, Vince Vaughn, Catherine Keener ve Hal Holbrook eşlik ediyor. Özgürlüğe Giden Yolda, “güzel olduğu kadar heyecan verici, eğlenceli ve çoşkulu.”



The Safety of Objects



Mal Canın Yongası', filmin hem yazarı hem de yönetmeni olan Rose Troche'nin, A.M.Homes'un aynı adlı kitabındaki kısa öykülerini bir araya getirmesiyle oluşmuş bir kişi ve olaylar ağını anlatıyor. Yapım, ‘Amerikan Güzeli', ‘Sosyeteden İnsan Manzaraları', ‘Manolya' ve hatta son zamanlardaki popüler dizi ‘Umutsuz Ev Kadınları'gibi, banliyöde yaşayan insanların yaşamlarının hiç de dışardan görüldüğü gibi güllük gülistanlık olmadığını vurgulayan çarpıcı bir çalışma.
Film aynı mahallede yaşayan dört ailenin evlerini tek tek dolaşır ve içlerinde yaşanan sorunları ve mutsuzlukları aktarır.

İlk ev Gold'larındır. Esther (Glenn Close), umut vaad eden bir müzisyenken geçirdiği trafik kazası sonunda komaya giren oğluna bakan ve ondan başkasını gözü görmeyen bir ev kadınıdır. Bu yüzden kocası ve kızı büyük sıkıntı çekerler.

Esther'in oğlunun kazadan önce ilişkisi olduğu yan komşu Annette Jennings(Patricia Clarkson), kötü bir boşanma yaşamıştır ve iki küçük kızıyla ayın sonunu getirebilmek için umutsuzca çabalar. Üçüncü evde yaşayan Jim Train (Dermot Mulroney), bir süre önce çalıştığı hukuk firmasına ortak olmuştur ve işine olan takıntılı düşkünlüğü yüzünden karısı Susan ve çocuklarına fazlasıyla yabancılaşmıştır. Son evde ise Christianson ailesi yaşar. Helen Christianson (Mary Kay Place), ona arzuladığı ilgiyi göstermeyen 'ya da gösteremeyen' kocasından bıkmıştır ve biraz heyecan aramaktadır.

Bu dört evde yaşayan insanların hayatları kesişmeye devam ettikçe ilginç olaylar yaşanır. Aralarındaki çözülmeyi başlatan olay ise, hemen yakındaki bir alışveriş merkezinde düzenlenen ve ödülü 4X4 bir araba olan yarışma olur. Film gösterild,ği pek çok festivalde ödüller kazanmış bir yapım.



filmi izlemek için tıklayınız.

http://www.watch-movies-online.tv/movies/the_safety_of_objects/

Cold Creek Manor



Şehir hayatına esir olmaktan bunalan Gothamites Cooper Tilson ve eşi Leah çocuklarını ve tüm varlıklarını yanlarına alarak New York City'ye yerleşir. Burada sakin bir hayat sürmeyi uman aile, beklenmedik olaylarla karşılaşır. Evin eski sahibinin de hapisten çıkıp geri dönmesiyle olaylar karmaşık bir hal alır.



filmi izlemek için tıklayınız.

http://static.youku.com/v1.0.0060/v/swf/qplayer.swf?VideoIDS=cc00XMTA4NjE5NjQ&embedid=-&showAd=0

http://static.youku.com/v1.0.0060/v/swf/qplayer.swf?VideoIDS=cc00XMTA4NjE5NzI&embedid=-&showAd=0

Panic Room



Aslında film için düşünülen asıl başrol oyuncusu Nicole Kidman’dı fakat Moulin Rouge filmi’nde ufak bir kaza geçirince doktorlar bu filmden ayrılması gerektiğini söylediler ve rolü Sony’den aldığı 12 milyon $ ile Jodie Foster kaptı. Filmin bir diğer tanınmış siması ise( ne kadar kamera arkasında da olsa) 7even’dan tanıdığımız yönetmen David Fincher.

Milyoner kocasından ayrıldıktan sonra Connecticut’tan Manhattan’a yerleşen Meg’in(Jodie Foster) tek isteği 11 yaşındaki kızı Sarah’la (Kristen Stewart) birlikte mutlu bir hayat sürüp boşanmanın etkileri ortadan kaldırmaktı. Tabi eve gelen davetsiz misafirlerin yol açtığı ufak tefek(!) sorunları dikkate almazsak....

Eve giren bu üç davetsiz misafirden (Forest Whitaker, Dwight Yoakam, Jared Leto) kaçabilecek tek bir yer vardı o da aslında felaketler anında kullanılması için tasarlanmış süper güvenli oda. Özellikle bu odanın çelikle takviye edilmiş duvarlar, evin ana hattına bağlı olmayan özel bir telefon hattı, kendi havalandırma sistemi ile evin her köşesine yerleştirilmiş kameraların kontrolünü elinde bulundurduğunu belirtirsek herhalde nasıl güvenli bir yer olduğu ortaya çıkar.

Aslında bu kadar güvenliğin içinde oda hala çok çok tehlikeli. Sebep sadece odanın zaten bu üç davetsiz misafirden biri tarafından yapılmış olması değil. Çünkü onlar zaten eve bu oda için geldiler....



24 Ekim 2009 Cumartesi

what just happened



İkinci derecede önemli bir yapımcı olan Ben (Robert de Niro) müthiş ikna kabiliyeti ve pazarlık gücü ile herkesin sevdiği, katalizör işlevli bir yapımcıdır. İkinci evliliği de fiyasko ile neticelenmek üzeredir. Üstelik aklından silemediği karısı Kelly’nin (Robin Wriglat Penn) antipatik senaryo yazarı Scott (Stanley Tucci) ile gizli bir aşk yaşadığını öğrenmiştir.
Sean Penn’in kendini oynadığı filmde, Ben egzantrik bir yönetmene tamamladığı filmin sonunu değiştirmesi gerektiğini anlatmaya çalışmaktadır. Zira amiri (Catherine Keener) filmin gişe başarısını sağlama almak için bunu emretmeştir.
Diğer taraftan, yeni bir filmin kontratlı aktörü (yine kendini oynayan Bruce Willis) çekim günü sete müthiş çirkin bir sakalla gelmiştir. Emprezaryosu (John Turturro) Bruce Willis’e sakalını kesmesini, aksi takdirde yapımcıların korkunç bir tazminat davasına hazırlandıklarını söylemekten çekinmektedir Barry Levinson, mükemmel bir sinematografi eşliğinde, elindeki sürpriz dolu senaryoyu işliyor. Dev oyunculardan oluşan oyuncu kadrosu kendisine destek veriyorlar. Çoğu kendi rollerini oynayan, yakından bildikleri bir şekilde canlandıran oyuncuların içinde, Robert de Niro sivriliyor.







Jumper


David Rice, birçoklarının hayatında sadece hayal edebildiği bir güçle büyümüştür. Uzay-zaman dokusu içindeki yırtıkları kullanarak, kendini zihninde canlandırabildiği herhangi bir yere anında nakledebilmektedir. Göz açıp kapayıncaya kadar gezegenin bir tarafından öbür tarafına gidebilir, bir gecede yirmi gün batımına tanık olabilir, Mısır’daki Spenks üzerinde kahvaltısını edip Avustralya’ya sörf yapmaya, oradan Paris’e akşam yemeğine ve Tokyo’ya kahve içmeye gidebilir. Duvarların içinden geçebilir, kilitli banka kasalarına ve en gizli odalara girebilir.

Şimdiye kadar bu gücünü sadece geçmişindeki tatsız anılardan kaçmak, sınırsız zenginliğin ve vahşi özgürlüğün tadını çıkartmak için kullanmıştır. Limitlerden, sınırlardan, sonuçlardan habersizdir. Ne zaman ki kendisi gibi güçleri olan Griffin isimli hırslı gezginle karşılaşır, varoluşunun sebepleri de ortaya çıkmaya başlar.

Kendisi yalnız bir ucube değil, ‘Sıçrayanlar’ denilen uzun bir genetik anormallikler sülalesinden gelmektedir. Ve şimdi David, kendisiyle birlikte tüm Sıçrayanlar’ı ortadan kaldırmayı kendilerine amaç edinmiş gizli bir organizasyon tarafından farkedilmiştir. Böylelikle, tüm gezegen çapında asırlardır süregelen görünmeyen bir savaşa kilit oyuncu olarak dahil olur…





Cutlass



Messengers



Yeni bir hayata başlamak için terkedilmiş bir çiftlik evine taşınan aile çok geçmeden evde garip şeylerin olmaya başladığını farkeder. Hong Kong korku sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Pang Biraderlerin Amerika’da çektikleri ilk film olma özelliği taşıyan Scarecrow’un yapımcılığını “Grudge” ve “Boogeyman” filmleriyle dünyada büyük box office başarısı yakalamış olan Sam Raimi üstleniyor.





in the land of women



Cater sıkıntılı yaşantısının içinden kurtulup babanesini yanına gider. Babanesini karşı komşularıyla tanışmasıyla hikayesi başlar.Kendini hayatın temposundan uzakda olmaya hayatını bir düzene koymaya zorlasada hiç birşey istediği gibi olmayacaktır..





Zathura



Babaları işe giderken, iki kardeşi ablalarına emanet eder. Altı yaşındaki Danny ve on yaşındaki Walter can sıkıntısından patlayan çocuklardır.

Tartışmaları üst noktaya çıkınca, Walter, Danny'yi kovalamaya başlar. Danny servis asansörüne saklanır. Ama Walter onu şaşırtır, ve o karmaşa esnasında, Danny'yi karanlık ve ürkütücü bodruma indirir. İki kardeş burada 'Zathura' adında eski püskü metal bir masa oyunu bulurlar. Ağabeyini kendisiyle oynamaya ikna etmeyi başaramayan Danny, oyunu kendi başına oynamaya başlar.

Küçük çocuk, daha yaptığı ilk hamlede, bunun normal bir oyun olmadığını anlar. Uzay gemisi piyonu kendi kendine hareket eder ve iniş yaptığı yerden bir kart çıkar. Kartın üzerinde, 'Meteor yağmuru, hemen kaçın' yazmaktadır. Birdenbire evin üzerine sıcak, eriyik meteorlar yağmaya başlar.

Danny ve Walter çatılarındaki deliğe bakarken, dehşet içinde, uzayın karanlık ve derin bir köşesine çekildiklerini fark ederler.


The cake eaters - pasta yiyenler



Jayce Bartok’un senaryosundan uyarlanan film Guy adlı bir gencin ekseninde dönen hikayede, büyük şehirde hayallerinin peşinden koşan ancak başarılı olamayınca doğduğu kasabaya dönen Guy ve çevresindekilerin hikayesi The Cake Eaters.
Guy evine döndüğünde ilk fark ettiği, ağabeyinin ölümcül derecede hasta olan bir kıza aşık olmuş olduğudur.





Speak - konuş benimle




Yaşadığı sarsıcı olayın ardından sessizliğe bürünmüş olan Melinda (Kristen Stewart), lise hayatını dışlanmış bir genç olarak sürdürmektedir.

Peki, Melinda annesinin ilgisizliğine ve arkadaşlarının alaycı tavırlarına rağmen iç dünyasında yaşadıklarını kelimelere dökecek cesareti bulabilecek midir?

Aslında onun kimsenin bilmediği bir sırrı vardır ve bu sır açığa çıktığında her şey değişecektir


http://www.filmci.de/online-konus-benimle-filmi-izle/konus-benimle-filmi-izle.html

23 Ekim 2009 Cuma

Twilight ın Tüm Kitapları




Twilight - Alacakaranlık (1. kitap)
http://uploading.com/files/U91MQKC3/twilight.rar.html


New Moon - Yeni Ay (2. kitap) (Kitaptan tarama olduğu için kolaylık olması açısından partlara ayrılmıştır.)
http://uploading.com/files/S8TV25QM/newmoon1.rar.html
http://uploading.com/files/04GNJUV4/newmoon2.rar.html
http://uploading.com/files/B8VLCS6E/newmoon3.rar.html
http://uploading.com/files/LXTA6C7O/newmoon4.rar.html
http://uploading.com/files/G436ZDAU/newmoon5.rar.html


Eclipse - Tutulma (3. kitap)
http://uploading.com/files/697SFYBC/...tulma.pdf.html


Breaking Dawn - Şafak Vakti (4. kitap)
http://uploading.com/files/ZOX7CXFH/...dawn).pdf.html


Midnight Sun - Geceyarısı Güneşi (5. kitap) (Twilight'ı Edward'ın ağzından anlatıyor)
http://uploading.com/files/Y9YXP13B/...htSun.pdf.html

The Twilight Saga : New Moon



Cullen ailesi Bella’nın doğum günü için bir parti yaparlar. Ama Bella endişelidir çünkü: Edward hep genç kalacaktır. Peki ya Bella? Partide işler çok fena karışır. Bir kaç gün sonra Edward Bella’dan kendisine bir şey yapmayacağında dair söz ister ve Bella’yı terk eder. Bella bu olayla çok dağılır.

Ve sorunlardan kurtuluşu Jacob’da bulur. Jacob’la tehlikeli işlere kalkışırlar. Her tehlikeli işte Bella Edward’ın sesini duyar ve mutlu olur. Bir gün tek başına ormanda gezerken bir vampir(Laurent)görür. Bu vampir tam onu öldürmek üzereyken 7 tane kurt onu kurtarır ve vampiri öldürür. Bella bir kaç gündür Jacob’a ulaşamaz ve en sonunda onun evine(La push)’a gider. Jacob’a ne olduğunu çok geçmeden anlar.
Jacob bir kurt adama dönüşmüştür. Ve onun hayatını kurtaran da Jacob’dur. Bella buna çok şaşırır. Bir gün Bella bir uçuruma gider. Atlamayı düşünür ve içinden Edward’ın seslerini duymaya başlar ama yinede her şeye rağmen uçurumdan atlar. Uyandığında yanında Jacob vardır. Jacob da onun peşinden atlamıştır. Evine gidince evlerinde Cullen ailesinden birini(Alice)’i görür. Alice ve ailesi Bella’nın öldüğünü sanmaktadır. Alice Bella’ya Edward’ın da bunu duyduğunu ve kurt adamların onu öldürmesi için İtalya’ya gittiğini söyler. Bella ve Alice hemen uçağa atlar ve Edward’ı kurtarmak için ormana giderler. Edward tam ölüme giderken Bella ona sarılır. Edward ile Bella şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilemezler. Sonrada kanalizasyon gibi bir yere giderler. Bella eğer vampir olmazsa ölmek zorundadır. Edward onu evine götürür. Ve tüm aile halkı onun mezuniyetten sonra vampir olmasına karar verirler.

Edward ile Bella yalnız kaldıklarında konuşmaya başlarlar Edward herşeyi onu korumak için yaptığını söyler. Ve aşkları yeniden canlanır. Ama ortada bir kaç sorun vardır. 1.’si Cullen ailesi(James)bir vampir öldürmüşlerdir. Ve bu vampirin ölümsüz aşkı (Victoria) Bella’yı öldürmeye çalışmaktadır. 2.’si eğer Bella vampir olmazsa ölecektir. 3.’sü Bella’nın kurt adamlar ile vampirler arasında seçim yapması gerekmektedir. Ve bu seçimin kurt adamlar ile vampirler arasında yüz yıllardır süren mücadeleyi körükleyeceğinin de farkındadır.

















Twilight



On yedi yaşındaki Isabella Swan annesi Renée evlenince babası Charlie nin yaninda yaşamak üzere küçük bir kasaba olan Forks, Washington'a taşınır. Burada yüz sekiz yaşında bir vampir olup, on yedi yaşında görünen gizemli sınıf arkadaşı Edward Cullen ile tanışır ve ona hemen ilk gördügü anda ilgi duymaya başlar. Edward'ın ilk başlarda Bella'dan uzak durmaya çalışmasına rağmen, sonrasında birbirlerine geri dönülemez bir şekilde aşık olurlar. Üç göçebe vampir James, Victoria ve Laurent geldiğinde ise, Bella'nın hayatı tehlikeye girer ve Edward'ın ailesi Carlisle, Esme, Alice, Jasper, Emmett ve Rosalie onun hayatını çok geç olmadan kurtarmak için uğraşırlar.









Little Ashes



1922'de Madrid göreneksel değerlerin, caz, Freud ve yenilikçiliğin tehlikeli etkileri arasında bir meydan okuma savaşı.Salvador Dali, büyük bir sanatçı olma tutkusuyla 18 yaşında üniversiteye girmiştir.Onun utangaçlığının ve şahlanmış göstermeciliğinin garip harmanı, üniversitede sosyal tabakadan iki kişinin dikkatini çekmiştir; Federico García Lorca ve Luis Buñuel.Film bu üçlünün gençlik dönemlerini, dostluklarını, farklı yönden ilişkilerini ve kendi dallarında bir ressam, bir şair ve bir yönetmen olarak yükselişlerini konu almaktadır.





zSHARE video - QFN-LTLASH1.flv

zSHARE video - QFN-LTLASH2.flv

The summer house



The Haunted Airman



Toby Jugg, savaş gazisi olan bir uçak pilotudur ve belden aşağısı felç olduğu için bir bakım evine yerleşmiştir. İlk günlerde bakım evinde sorunsuz ve huzurlu zaman geçiren Toby, savaşın getirdiği psikolojik tramvalar baş göstermeye başlayınca birden bire hayatı kabusa döner. Halisünasyonlar gören, kendi de dahil kimseye güvenemeyen Toby için bakım evi artık hiç de güvenli bir yer değildir...

http://milledrive.com/videos/29830/The_Haunted_Airman_2006_Robert_Pattinson.html

Harry Potter and the Goblet of Fire



Harry Potter'ın Hogwarts Büyücülük ve Cadılık Okulu'ndaki dördüncü yılını konu alan Ateş Kadehi, bir yandan da en korkutucu serüvenine, kanlı canlı bir Lord Voldemort ile ilk yüzleşmesine tanıklık ediyor.

Okuldaki dördüncü yıllında Harry sadece Quidditch Dünya Kupası finalini, yerinde, izlemekle kalmayacak, bu kez iki rakip büyücülük okulunun en iyileriyle birlikte yıl boyu sürecek, ölümcül bir turnuvaya da katılacak.

Aynı kitap serisinde olduğu gibi, eskilerine eklenecek bir dolu yeni ve "cazibeli" karakteri barındıran filmin, İngiliz Mike Newell yönetimindeki yepyeni bir ekibin elinden çıktığını da ekleyelim.

Ring of the Nibelungs



Başından sonuna kadar aşkı,gizemi,sevmenin masalsı destanını anlatan,İskandinav mitolojisinde yer alan Nibelungs'un yüzüğünün ve bir kılıç ustasının ülkesini defalarca kurtaran ve tahtın varisi olduğunun farkında olmayan oğlunun hikayesini anlatan muhteşem bir fantastik macera!

http://static.youku.com/v1.0.0060/v/swf/qplayer.swf?VideoIDS=XMTUyOTQxNDA&embedid=-&showAd=0

http://static.youku.com/v1.0.0060/v/swf/qplayer.swf?VideoIDS=XMTUyOTQxNDQ&embedid=-&showAd=0